Kas 1, 2013 - • Erbab-ı Aşk!    Yorum yok

Uftade..

Uftade..

soluğuma bitişiktir bülbül
ben esrarengiz bahçelerin gülüyüm, dalımda atışan çiğ taneleri
ateş hattında söz,


ş i i r, yerle gök arası!


Kar taneleri öykünür içimdeki alaza
İlhamım vefasız bir tarihte, inim inim, üftade!
kana davetiye çıkaran hatıralar mıdır her yağmur sonrası?
Bir sarsıntı yokluyor içimde, yerini
El yordamıyla bulunması mümkün bir yanım yoktur
Yoktur bu şehrin kalbinde yerim!
Kar krizinde sermayem un ufak edilir
Bir devin alnı değmez sanma yere
Sanma ki kabuk tutunca yara noktalanır içte acı, içte kahır!
Sular çekilir… Fer söner… başımda duman, aklımda hayalin kalır!
Baran kokusu okşar yüreğimi
Hilekâr ataklara geçerim
Yakalarım sözcükleri en teşne yanlarından
ve
Arz-ı halim küçük harflerle büyük bir ah’ın tercümesini yazar
Müftehir söylemlerim olur, adın besmelemdir!
Mevsimler sana uğrar ilkin,
İlk kar senden yağar
Acımtırak teselliler yontmaz hüznü üftade!
Bilirsin,hiçbir resim aslının yerini tutmaz
Hiçbir renk seni siyah kadar anlatmaz!
Melaline üşüşürse acemi dilmaçlar
Bırakma üftade… açmasınlar bağrını
Saçlarını çözen ademin sırrına mahzar olur
Buğdayın ve unun / kalemin ve nunun ah’ı tutar seni
Bırakma üftade… çizmesinler resmini!
Hançer bulunca kalbimi sanma ki biter vaveylâ!
Gölgesinde erguvanî filizler uyuklar gecenin
Bereket pek yakında…
Bilmezsin, ellerim kutlu bir belaya kurban gider
Gün gelir, günüm gelmez, vurgun vurgun ömrüm gider!
Görmezsin üftade, görmezsin!
Kuş katarları darp izleri taşır kına kokulu bayramlara
Kar üful eder aklımın en mülayim mahalline
Değer günışığı letafetine senin
Kara karanlık gecelerle ayrılır yolun
Değer cihanı sersem önüne değer üftade
Ensiz, çapsız bir tebessümün için…
Sonrası gençlik düğümü gibi gelir
Kar değer saçıma, ellerime… ellerime…
Bu devinim bengidir!…
Bu yara mekkî..
Dili yok sancının … vuslatın üvey geçmişinde ismimiz yok
Bu hikayenin sonunu merakla bekliyor kır gelinleri
Üftade! Al da kır vaktin ikindisini
Kalandan kime ne? / derdi gören gidiyor
İçini dök semanın kuşağına
Kan şerbeti kaynat ve yıka nehirlerin gümrah sesini
Temiz bir sayfa aç ömründe, bilmediğin bir yöne ver mürekkebini
Beni de unutma, unutma üftade!
İnsan bilmedi mi ‘zamansız geldi’ diyor ölüme
Oysa ölüm insanın önünde, eteğinde
Aşkıma yürüyor çağın kan erbabı
An, öldüğün mevsimi hatrıma taşıyor
Böyle çığ gibi büyüyen tebliğ elbette karadır
Ben alıştım insicamsız hayatıma
Senin yolmaya yeltendiğin gülleri şimdi yedi kat el kokluyor üftade
Bu ne yaman haldir…
Bu ne derin bir uyku!
Recm edilmiş bir günahın semeni böyle ağır ödenmemeliydi?
Neden hâlâ açmıyor gökler?
Hüsn-ü tahlil değil aleni gerçektir bu
Nüzul değer naz çiçeğine
Kargışların isyanı lâl olur
Sen gelirsin üftade, ülfetinle
Kaktüs suya kanar, soylu bir kıyama hazırlanır kainat
Kuşlar sütkırı özgürlüğü kanadına sarar
Sen gelirsin üftade,
Gözü pek civanlar serilir yoluna
Livası sende durur aşk-ı beyzi’nin
Hüsn-ü tahlil değil elzem olan kazadır bu
Suyun kaderinde sen varsın
İncirin çekirdeğinde sen, üftade!
Ben naçar çağırırım seni
Ses etmezsin ötelerden bunca feryada karşın
Dedim ya sonrası gençlik düğümü gibi gelir…
Kar değer saçıma… adresime… adresime…
Kerem etmez hiçbir cellat elindeki kadere…
Bunu en iyi sen bilirsin üftade!


Nuveyba!

~ 20:00        Etiketler: , , ,
(2 oy, Ortalama: 5,00 5 oydan)

Diyecek bişeyin varsa ,devam et ,yorum yaz !